Monday, March 26, 2007

laplace markisi

"Evrenin şimdiki hali, geçmişinin sonucu ve geleceğinin nedenidir. Herhangi bir zamanda, doğayı oluşturan bütün güçleri ve hareketlerini bilip, bunları inceleyebilecek kadar geniş olan bir zihin ortaya çıkarsa, evrenin en hacimli nesnelerinden atomlara kadar, herşeyin hareketini açıklayan bir denklem kurulabilir. Bunun sonucunda, söz konusu zihin için hiçbir şey gizli kalmayacak ve geçmiş de, gelecek de şimdiki zaman kadar gözlerinin önünde belirecektir." (azil, sayfa 74)

aynı eski günlerdeki gibi. beynimdeki tüm gri hücrelere sinaps komboları attıran bir hakan günday kitabıyla karşı karşıyayım, "azil". tarz yine aynı. kahramana dönüşen anti-kahramanlar, sınırsız hayal gücü sınırında at koşturuyorlar diledikleri gibi. karakterlerin söylemleri bu sefer daha da oturmuş. ayakları sahaya daha sağlam basıyor ve her zamankinden daha bilinçli ve emin konuşuyorlar. ne söylediklerini biliyorlar. ancak olay örgüsü yine sabırsız işliyor. "o anı" anlatmakta ne kadar ustalaşsa da yazar, genişleyen zaman aralıklarında halen afallıyor. ve bu durum her zamanki gibi beni zerre ilgilendirmiyor. okudukça, -her günday kitabında olduğu gibi- afallıyorum, kapanıyorum. kendi üzerime.

Tesadüfler var mıdır? Yoksa tesadüf denilen şey, henüz nedenini bilemediğimiz bir sonucun girdisi, ve henüz anlayamadığımız bir olayın çıktısı mıdır? Bir olayı tarif etmek için sonsuz parametreye mi ihtiyaç vardır? Parametreleri ve birbirleriyle olan ilişkilerini tarif edecek bir denklemle tüm hayatı ve işleyişi açıklamak mümkün olabilir mi? Bu herşeyin denklemi olabilir mi? Bir denklem ve sonlu sayıdaki parametre ile duyguları ve özgür iradenin seçimlerini tarif etmek mümkün olabilir mi? Duyguların yaptığımız seçimlerdeki etkisi, denklemde x yerine koyduğumuz sayılardan mı ibaret? X'e 5 versem olan biteni anlayabilir miyim? Kafamdaki soruları, sorunları hep rasyonel bir biçimde açıklamaya çalışmam bir acz göstergesi midir? Herşey sadece bir denkleme dökülemez mi? Yoksa bu denklemin içine asla sığamayacak büyüklükte, herhangi bir değişkenle tarif edilemeyen, ama denkleme girdiğinde nihai sonucu istediği gibi değiştiren bir c sabiti var mıdır? Var ise eğer, bu tanrı mıdır? Tanrı'yı bu denklemin içinde mi aramak gerek, yoksa bu denklem aslında başka bir denklemin sadece bir girdisi, bir parametresi midir?

O değil de, denklemin parametrik bir girdisi olmayı reddederek, sonuna eklenen bir sabite dönüşüp herşeyi değiştirebilecek kadar bir kudrete sahip olabilir mi insan. ve bunu sadece isteyerek başarabilir mi, sadece kendi isteği yeterli olabilir mi. istek, oldurabilecek kadar güçlü bir duygu mudur?

ve sahi. en güçlü duygu nedir?